İçeriğe geç

Ekonomi;

Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu sözcüğün temeli nereden gelmektedir. Türk Dil Kurumundaki açıklamasına baktığımız zaman ekonomi’nin açıklamasını şu şekilde görüyoruz.

Ekonomi; “İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü”dür.

Peki ekonominin amacı üretme ve bölüşme ise bu kadar büyük gelir-gider farkı ve insanların arasında oluşan bu zengin-fakir algısının sebebi nereden geliyor.

Bu konuyu araştırmak için biraz tarihin derinliklerine dalmamız gerekiyor sanırım.

O zaman bu terim ilk nerede çıkmış onu bulalım.

Ekonomi kelimesi; Yunanca “oikia” (ev) ve “nomos” (kural) köklerinden oluşur ve “ev yönetimi” anlamını alır.

Paylaşım içinde gelişen topluluklar sonrasında Sümerler mal karşılığı paraya dönüşen büyük ölçekte ekonomiler oluşturmaya başlar.

Günümüzdeki halini ilk kez Babiller’de; komşuların oluşturdukları kabilelerde, şehir devlet yapılanmasında görüyoruz.

İlk basılan madeni paraların kendi hakiki değeri vardır. Fakat süreç içinde karar vericiler tarafından kendi başına bir değeri olmayan kağıt paraya geçilmiştir. Nitekim yeni yüzyılımızda bu ödeme araçları da değişmeye ve gelişmeye başlamıştır. Kredi kartları, sanal poslar ve son zamanlarda ortaya çıkan sanal paralar blockchain

Ekonomi; Üretim, dağıtım ve buna bağlı ticaretleşme sonucunda tüketimden oluşan insanların gelir-gider pratiğini oluşturmuştur.

Belli bir bölge yapılanmasında oluşan ekonomik sistem; o bölgenin doğal kaynakları, iş gücü ve sermayesini ticaret ve üretim dağıtımındaki kişi ve kuruluşların mal ve hizmet tüketimini içeren bir yapıya dönüştürür.

Nobel ödüllü iktisatçı Simon Kuznets; milli gelir muhasebeciliğinin babası olarak anılmaktadır. Kuznets gayri safi milli hasıla arttıkça gelir dengesizliğinin azalacağını öngörmüştür.

Gayri Safi milli hasıla arttıkça gelir dengesizliğinin azaldığını gösteren Kuznets eğrisi

Devlet Güdümlü Ekonomi nedir?

Mal ve hizmet paylaşımı ve üretimine karar veren tek yetkili mercinin bulunduğu sistemlerdir. Bu yapılarda üretim faktörlerini belirleyerek kullanımları ve dağıtımları ile ilgili kararlar genelde devlette olur. Bu devletlere örnek olarak Küba ve Kuzey Kore’yi gösterebiliriz.

OECD (Ekonomik Kalkınma İş Birliği Örgütü)’nün gelir adaletsizliğinin arttığını gösteren araştırmaları sonucunda, ekonomik büyüme ve gelir dengesizliği arasında daha incelikli ve karmaşık bir analiz gerektiğini belirtmiştir.

Bunu inceleyebilmek için siyasi ve ekonomik analizlerin gerekliliği su yüzüne çıkmıştır.

Bir ülkenin kalkınması sadece kendi iç dinamiklerine göre belirlenemez, daha küresel ölçekte araştırılması iktisadi ve gelir dengesi adına hayati önem taşır.

Kaynakça

/tr.wikipedia.org/wiki/Ekonomi

Mathew Forstarter, 50 ekonomistle ekonominin kısa tarihi